Açıklama

album-art

00:00

Tarihsel Önemli Olaylar

İznik’in kuzeydoğusunda, 200 rakımlı Abdullah Tepesi’nin yamacında yer alan türbe aslında bir mezardan ibarettir. Abdülvahab Sancaktari’ye ait olduğu söylenen mezarın yakın tarihe kadar başucunda antik döneme ait bir sütun parçası bulunmaktaydı. Yakın tarihlerde mezar bugünkü boyutlarda 4,65 m. uzunluğunda, 1,42 m. eninde, mermer kaplanarak yapılmıştır. Yanına tek kubbeli bir mescid, çayhane, tuvalet ve televizyon yansıtıcısı inşa edilmiştir. Etrafı ve buraya çıkılan yol kenarları çam, servi ve meyve ağaçları ile yeşillendirilmiştir. Halk arasında Bayraklı Baba veya Bayraklı Dede olarak da bilinen bu mezarın bulunduğu yerden İznik ve göl tüm güzelliğiyle gözler önüne serilmektedir.

VIII. yüzyıl başlarında III. Leo ve V. Constantinos’un Bizans İmparatorluğu sırasında Arap ordularının İstanbul’u fethetmek üzere karadan ve denizden bu bölgeye gelmesi, kenti kuşatması süresince, birliklere lojistik destek götüren askeri konvoy ve malzemenin Nikaia (İznik) çevresinde kentteki Bizans birliklerince devamlı taciz edilmesi, konvoyların dağıtılması ve yağmalanması üzerine Arap orduları İstanbul’dan önce Nikaia’yı kuşatmak üzere harekete geçerler. Onarılan yüksek surları ve güçlü askeri birliklerin savunduğu kent önünde Arap ve Türk süvarileri cirit atmaya başlar.

İslam ordusunun sancaktarı olan “Mustafa Abdülvahap” usta bir biniciydi. Bir eli ile dizginleri kullanırken diğer eli ile sancağı dalgalandırmakta, zaman zaman dizginleri diğer eline alıp, diğer eli ile mahirane kılıç sallayarak surların savunmasını yapan Bizanslıların bile hayranlığını kazanmaktaydı. Uzun süren kent kuşatmasında Bizanslı genç kızlar da savunmaya katılırlar. Kızlar Burcu olarak bilinen burç önünden sık sık geçen Sancaktar’ın bu yiğit görünüşüne hayranlığını gizleyemeyen altın saçlı Bizanslı güzel bir kız aşık olur.

Kenti almak üzere gerçekleştirilen büyük bir hücum sırasında belki de sevdiği kızın da yardımıyla burca tırmanan ve sancağı diken Abdülvahab Sancaktari’nin vücuduna oklar saplanır, başı bir kılıç darbesiyle kesilir. Sancağı elinden düşürmez. Bunu gören bir mücahid “Ya Abdülvahab, sancağı vermedin, kelleni de verme” diye kükreyince Abdülvahab kellesini koltuğunun altına alır, yalın kılıç düşmanın içine dalar dövüşe dövüşe aralarından geçer, bir görüşe göre üç, diğer görüşe göre yedi adımda mezarının bulunduğu tepeye çıkar, her bastığı yerden su fışkırır ve ruhunu teslim eder.

Şehitlik mertebesine eren bu askerin mezarı bugün bir ziyaretgah olmuştur. Dilekleri olan kişiler ziyaretlerini yapıp, dualarını okuduktan sonra dileklerini tutarlar. Dilekleri yerine gelenler Türk Bayrağı alıp mezara veya direklere asarlar. Dilekleri yerine gelen yüzlerce kişinin astığı bayraklar nedeniyle halk arasında “Bayraklı Dede” olarak anılır olmuştur. Ev dileği olanların göle nazır yamaçta yaptıkları şematik evler, bilhassa Hıdırellez’de çoğalmaktadır.

Anadolu’da benzer kesik baş hikayeleri ve Bayraklı Baba mezarları vardır. Sivas’taki Akkaya’da, Çanakkale Gelibolu’da da Bayraklı Baba türbeleri bulunmaktadır.

 

# Bize yabancı olan kelimelerin anlamları;

Öğrenmenin yaşı olmaz dedik ve sesli anlatımda geçen bazı yabancı kelimelerin anlamlarını aşağıya yazdık. 

# İznik'i Sesli Rehber ile Gezebileceğiniz Tur Noktaları;

Sizleri İznik kentinin tarihi ile baş başa bırakıyoruz. Bu aşamada, Mooby Dijital Rehber ile tamamen ücretsiz sesli anlatımlı tur başlangıç noktalarına yönelerek İznik gezinize renk katabilirsiniz. Özellikle, dijital rehberin sunduğu detaylı bilgilerle tarihi mekanları daha yakından tanıma fırsatı bulabilir ve böylece şehrin kültürel mirasını daha derinlemesine keşfetmiş olursunuz. Böylece, deniz ve güneşin ötesinde, İznik’in zengin tarihini de deneyimleyerek tatilinizi çeşitlendirebilirsiniz.

Add Review & Rate

Be the first to review “Abdulvahap Tepesi”

Location