Açıklama
Dijital Rehber İle Dinle
Tarihsel Önemli Olaylar
Kentin doğusunda Lefke Kapı’dan 305 metre uzakta, Abdülvahap Sancaktari’nin mezarına ve Berber Kaya’ya giden yol üzerinde, yola paralel uzanan su kanalının yakınında, demir doğrama merdivenle aşılarak girilen bir bağ içindedir. 1331 yılında kentin Osmanlılarca teslim alınmasından sonra inşa edilen türbe, 1945 yılında kemerlerinde ve kubbesinde oluşan çatlaklar ve yıkılan kısımları nedeniyle 1963 yılında esaslı bir onarımdan geçirilmiş ve günümüzdeki bakımlı görünümüne kavuşmuştur. Türbenin kesin tarihini ve mezarın kime ait olduğunu belgeleyen herhangi bir yazıt bulunmamaktadır. Ancak, türbenin, hayatı hakkındaki bilgiler bazı efsanelere dayandırılan Sarı Saltuk’a ait olduğu kabul edilir.
Asıl adı Mehmet Buharî olan Sarı Saltuk, ünlü hocalardan Hoca Ahmet Yesevi’den ders almış, Hacı Bektaşî Veli ile kader arkadaşlığı yapmış ve Orhan Gazi’nin sarayında bulunmuştur. Orhan Gazi tarafından yetmiş arkadaşıyla Avrupa’ya gönderilmiş, her gittiği yerde ortaya koyduğu mucizelerle üne kavuşmuştur. Vefat ettiğinde, vasiyeti üzerine vücudu yedi ayrı parçaya ayrılmış ve yedi ayrı tabuta konularak yedi ayrı yere gömülmüştür. Bu nedenle mezarlarına değişik yerlerde rastlanmaktadır.
Sarı Saltuk, İslamiyet’in ve Türk hakimiyetinin yayılması için ömrü boyunca çalışmıştır. Hristiyan dünyası hakkındaki bilgilerle kendisini yetiştirmiş, kiliselerde vaizlik yapmış ve kendini kabul ettirmiştir. Romanya’da, Dobruca’da genç kızlara saldıran ejderhayı öldürdüğü anlatılan efsanesiyle üne kavuşmuştur. Edirne’de uzun yıllar kalan Sarı Saltuk, İznik’i ziyaret etmiş, burasını çok sevmiş ve halk ile kaynaşmış, bir müddet burada ikamet etmiştir.
Sarı Saltuk’un hayatını ve efsanelerini anlatan Saltukname, Fatih Sultan Mehmet’in oğlu Cem Sultan’ın şehzadeliği sırasında verdiği talimat üzerine Ebu’l Hayr Rûmî tarafından kaleme alınmıştır. Yedi senelik bir çalışma sonucunda, Türk sözlü geleneğinden toplanarak 1480 yılında tamamlanmış ve kitaplaştırılmıştır. Ayrıca, yazıya geçirilmiş ilk Nasrettin Hoca hikâyesini içermektedir. 1480 yılında yazılan eser, Topkapı Sarayı Müzesi Yazma Eserler Kütüphanesinde muhafaza edilmektedir.
Efsanelere göre, Türk töresinin gereği olarak erken yaşta Şerif Hızır ata binip, ok atmayı öğrenmiş ve genç yaşında cengaver bir portre çizmiştir. Sultan Süleyman Sebüktekin’in huzuruna çıkarıldığında, bir avda gösterdiği marifet neticesinde sultanın teveccühüne mazhar olmuş ve hazineden maaşa bağlanmıştır. Sarı Saltuk adını alışı, savaşta yendiği Alyon adındaki bir düşmanla ilişkilidir. Alyon’a İlyas adını verecektir.
Kahraman ve evliya kişiliği ile bilinen Sarı Saltuk, efsanelerdeki karakterlerde bulunan kahramanlık alametlerinin hepsine sahiptir. Gözüpek ve korkusuzdur; düşman arasına hiç çekinmeden girer. Atfedilen evliya özelliğinden hareketle, dört boyutlu bir varlık olarak kabul edilir ve bir anda mekan değiştirebilme gibi olağanüstü özelliklere sahip olduğu öne sürülür.
Sarı Saltuk’a ateşin, suyun, kılıcın işlemediği gibi olağanüstü özellikler atfedilir. Düşmanı başta kafirler olmak üzere onlara yardımcı olanlardır. Efsanevi hikayelerde, Sarı Saltuk’a düşman olanlar arasında cadılar, devler ve kötü cinler de sayılır. Sarı Saltuk’un mitolojik rivayetlerle anlatılması, onun gerçek kimliği ve hayatı konusunda araştırıcıları zorlamaktadır. Şükrü Akalan’ın günümüz Türkçesi’ne çevirdiği Saltukname‘ye göre, Sarı Saltuk 99 yaşında hayatını kaybetmiştir. Onu kılıçla öldüremeyen düşmanları önce zehirlemiş, ardından hançerleyerek şehit etmişlerdir.
Sarı Saltuk hakkında önemli bir başka kaynak ise meşhur seyyah Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’dir. Seyahatname’ye göre, Sarı Saltuk’un asıl adı Muhammed Buhari’dir. Ahmet Yesevi’nin halifesi olan Muhammed Buhari, bizzat Pir-i Türkistan tarafından Hacı Bektaş’tan Balkanlara gitme icazeti alması için gönderilmiştir. Daha sonra Kırım, Rus diyarı ve Leh ülkesi arasında çeşitli gidiş gelişler yaşamış, Danska limanına yerleşmiştir. Burada Sveti Nikola adındaki bir papazla karşılaşmış ve onu öldürerek papaz kılığına girerek birçok gayrimüslimin Müslüman olmasına vesile olmuştur. Seyahatname’de anlatılan bu olay, Balkanlardaki bazı Hristiyanların Sarı Saltuk’u Sveti Nikola olarak ‘aziz’ kabul etmelerine sebep olmuştur. 19. yüzyıla kadar Balkanlardaki çeşitli bölgelerde Sarı Saltuk’a ait olduğu iddia edilen makamlar ve türbeler hem Müslümanlar hem de Hristiyanlar tarafından sıkça ziyaret edilmiştir.
Söylentilere göre, İznik’teki makam türbesinden başka, Romanya Dobruca Babadağı kasabasında, Edirne Babaeski’de, Bulgaristan’da, Rusya’da ve Avusturya’da da Sarı Saltuk’a ait mezarları bulunmaktadır.
# Yakında Bulunan Önemli Noktalar
Aşağıda verilen tüm bilgiler bu lokasyona aittir. Lokasyonlara yol tarifi için başlıklara tıklamanız yeterli olacaktır.
# İznik'i Sesli Rehber ile Gezebileceğiniz Tur Noktaları;
Sizleri İznik kentinin tarihi ile baş başa bırakıyoruz. Bu aşamada, Mooby Dijital Rehber ile tamamen ücretsiz sesli anlatımlı tur başlangıç noktalarına yönelerek İznik gezinize renk katabilirsiniz. Özellikle, dijital rehberin sunduğu detaylı bilgilerle tarihi mekanları daha yakından tanıma fırsatı bulabilir ve böylece şehrin kültürel mirasını daha derinlemesine keşfetmiş olursunuz. Böylece, deniz ve güneşin ötesinde, İznik’in zengin tarihini de deneyimleyerek tatilinizi çeşitlendirebilirsiniz.